Haber Detayı
14 Şubat 2019 - Perşembe 16:48 Bu haber 9863 kez okundu
 
Kanser Hastalığı Onları Aşkla Birleştirdi
BEYŞEHİR - Kanser hastalığına yakalandıktan sonra tanışıp evlenen çift, kalıcı stoma torbası sayesinde kurdukları yuvada mutlu bir yaşam sürüyor.
Yaşam Haberi
Kanser Hastalığı Onları Aşkla Birleştirdi

BEYŞEHİR -  Beyşehirli 49 yaşındaki Talat Cankıymaz, 2002 yılında kolon kanserine yakalandıktan sonra vücut dışında sindirim sistemini tamamlayan torba olan stoma torbası kullanarak hayat sürmeye başladı.

Kanserle tanıştıktan sonra ameliyat olan ve bir kesimi alınan kalın bağırsağının ucu karnına bağlanan Cankıymaz, daha sonraki yıllarda ise kanserli hücrelerin karaciğerine sıçradığını öğrendi ancak erken teşhis sayesinde karaciğeri iyileşti. Cankıymaz’ın hastalığı akciğerinin de bir bölümünü kaybetmesine yol açtı.

Turizm sektöründe şef aşçı olarak mesleğini sürdürürken malülen emekli olmak durumunda kalan Cankıymaz, 2013 yılında ise  kendisi gibi kanser hastası olan kader arkadaşlarına yardımcı olabilmek için Türkiye’de bir ilk olan Kolostomili ve Ostomililer Derneği’ni kurdu. Kurduğu bir dernekle Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen kader arkadaşlarına moral vermeye çalışan Cankıymaz, bu faaliyetlerini yürütürken bir süre sonra evlilik yapacağı, kendisi gibi kanser hastası olan 44 yaşındaki Filiz Cankıymaz’la tanıştı.

Hastalığı nedeniyle adeta hayata küsen, ailesiyle beraber yaşadığı evinde odasından bile çıkmayan Filiz Cankıymaz ile tanıştığı Talat Cankıymaz arasında kısa süre içerisinde sonu evlilikle noktalanan büyük bir aşk başladı. Bunun üzerine evlilik kararı alan çift, daha sonra birlikte kendilerini kanser hastası olan kader arkadaşlarına adadı.

Filiz Cankıymaz, yaptığı açıklamada, 2014 yılında kolon kanseriyle tanıştığını belirtirken, ameliyat sonrası kemoterapi aldığını ve hayata küstüğü anlarda eşiyle tanıştığını söyledi. Eşiyle daha önce kurduğu dernek sayesinde tanıştığını vurgulayan Cankıymaz, “Dernek sayesinde biz internet yoluyla eşime ulaştık. Benim bazı sıkıntılarım vardı. Bu sıkıntılarımı gidermek için eşime ulaşıp ondan yardım istedik. Sağolsun kendisi de yardımcı oldu. Bana, ‘Kardeşim’ diyerek, iltifatlar ederek kanayan yarama merhem oldu. Sıkıntılarımı atlattım onun sayesinde, bir süre sonra eşimle yakınlaşmaya başladık ve aramızdaki sevgi bir aşka dönüştü, evlendik” dedi.

Aynı hastalığa yakalanan kader arkadaşlarına seslenen Cankıymaz, “Onlara şu mesajı vermek istiyorum; kolon kanseri olan arkadaşlarımıza, kardeşlerimize; özellikle bayan arkadaşlarımıza. Kolon kanseri olan bayanlar ‘evlenemeyeceğim ya da çocuğum olmayacak’ diye kafalarına böyle bir sıkıntı sokmasınlar. Çünkü, ben evlendim, en büyük şahitleri benim. Şu anda çocukları olan kader arkadaşlarımız da var, bebeklerimiz var, anne torba kullanıp çocuk da doğurabiliyor. Sakın benim yaptığım gibi kendinizi eve kapatmayın. Çıkın dışarıda hayat var, ben bunu söylemek istiyorum sadece” diye konuştu. Eşiyle evlendikten sonra kurduğu dernek çatısı altında kader arkadaşları için birlikte faaliyet göstermeye başladıklarını da anlatan Cankıymaz, “Biz hastanelere gidiyoruz, kendimiz gibi kolon kanseri olduktan sonra torba takmaya başlayan arkadaşlarımıza torbanın ne olduğunu anlatmaya çalışıyor, nasıl takılacağını ve kullanılacağını öğretmeye çalışıyoruz. Çünkü biz de yaşadık bu durumu. Psikolojik olarak bu şekilde torbalı yaşam ilk başlarda insanın moralini bozuyor ama biz onlara moral aşılamak, morallerini yüksek tutmaları için onlarla biraraya gelerek, ‘Bakın biz de torba kullanıyoruz, ama biz hayat doluyuz, işte torba sayesinde evlendik’ diyoruz. Yani onlara bir nevi moral vermenin gayretine giriyoruz, veriyoruz da. Şu anda telefonla ya da internet yoluyla bizlere ulaşan kader arkadaşlarımıza kamera açarak onlara torbanın nasıl değiştirileceğini uzaklarda olsalar bile gösterebiliyoruz. Çünkü, torbanın nasıl değişildiğini, bununla banyo yapılıp yapılmadığını, yahut denize girilip girilmediğini bilmeyenler var. Biz onlara hepsini birer birer anlatıyoruz, bu şekilde faydalı olmaya çalışıyoruz. Kolon stobi torbasıyla da spor yapılabildiğini anlatıyoruz. Mesela eşimle biz birlikte yürüyüş yapıyoruz. Ben haftada dört gün spor salonuna gidip sporumu, aerobiğimi yapıyoruz, bu hiçbir şekilde bize sıkıntı değil. Onlara buradan tavsiyem, sporlarını, aktivitelerini hiçbir şekilde aksatmasınlar, yürüsünler ki çok önemli bu. Gaz çıkışı olması için bizim bol bol yürümemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kolon kanserine yakalandıktan sonra Kolostomili ve Ostomililer Derneği’ni kuran halen dernek başkanı olarak görev yapan Talat Cankıymaz da, Beyşehir’e bağlı Sadıkhacı Mahallesi’nde doğup büyüdüğünü daha sonraki yıllar doğduğu topraklardan işi gereği ayrılmak zorunda kaldığını vurgularken, genç yaşta kanserle tanıştığını söyledi.

Önce bitkisel ilaçlarla bir tedavi dönemi yaşarken, sonrasında sonuç alamayınca Ankara’da doktora gittiğini ve hastalık için geç kalındığının kendisine söylenmesi üzerine acil olarak kolon ameliyatına alındığını  belirten Cankıymaz, şöyle konuştu:  “Sonrasında stoma torbası kullanmaya başladım. Sonra hastalık karaciğerime de sıçradı. Karaciğere erken müdahale edilince lazer yöntemiyle sorunu çözdüler. O dönemde ben yalnız yaşadığım için hiç kemoterapi almadım. Bakanım edenim olmadığı için 7 yıl sonra hastalık benim akciğerime de sıçradı. Sol tarafı alındı. Şu anda stoma torbasıyla yaşam sürmeye devam ediyorum. Bu hastalıkla tanıştıktan sonra gönüllü bir sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Ege üniversitesi Hastanesi’nde hemşire kardeşlerimizle, doktor hocalarımızla  beraber stoma torbası kullanan kader arkadaşlarımızla beraber düzenlenen çeşitli aktivitelerde birlikte olmaya başladık, onların evlerine giderek yardımcı olmaya başladık. Benim yüksek moralimi, hareketli atak birisi olduğumu gören doktorlarımız, beni kolon kanseri hastaları için Türkiye’de herhangi bir dernek olmaması nedeniyle böyle bir dernek kurmaya yönlendirdi. Bunun üzerine bu derneği kurduk. Şimdi o dernek çatısı altında değişik hastanelere gidip eşim Filiz Hanım’la birlikte insanlara moral vermeye çalışıyoruz. Onları yaşama bağlayabilmek adına her türlü yardımı imkanlarımız ölçüsünde vermeye çalışıyoruz. ‘Yalnız değilsiniz, en iyi ilaç moraldir’ sloganıyla kurduğumuz derneğin ardından harika tepkiler almaya başladık. İnsanlar bizi böyle canlı, dipdiri gördükten sonra demek ki, ‘Sizin binde bir taneniz olsam yeterli’ diyor. Biz onlara, ‘Öyle değil, bizim gibi olacaksın ama, yeter ki moralini bozma, hayata bakış açın olumsuz olmasın’ diyerek telkinlerde bulunuyoruz. İşe yaradığını da görüyoruz. Dernek olarak bahar şenlikleri yapıyoruz, o şenliklere gelen kader arkadaşlarımız birbirleriyle görüştükten sonra o kadar konuşacak şeyleri oluyor ki, yani eğleneceği zaman bile kalmıyor. Bayan kader arkadaşlarımıza poğaça börek yaptırarak, biraraya geliyor, sahilde oturuyoruz, tavlamızı alıyoruz, onlarla beraber müzik dinliyoruz. Ben zaman zaman onlara dans eğitimleri de veriyorum. Amaç burada çeşitli vesilelerle biraraya gelmek, sohbet etmek, birbirimizin hayatlarını örnek almak, onlardan da bir şeyler öğreniyoruz. Herkes bir diğerinden bir şey öğreniyor. Hayatımızı bu şekilde kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bu kader arkadaşlarımızla faaliyetlerimiz devam edecek. İnşallah daha da büyürüz. Daha fazla insana yardım ederiz. Ben kendimi eşimle artık kader arkadaşlarıma adadım.”

Kaynak: (BGRT) - Beyşehir Göl Radyo Televizyonu A.Ş. Editör: BGRT
Etiketler: Kanser, Hastalığı, Onları, Aşkla, Birleştirdi,
Yorumlar
Haber Yazılımı